Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, istikametimizi ATATÜRK BARAJI’na doğru çeviriyoruz. Güneydoğu Anadolu Projesinin kalbi ve Türkiye’nin en büyük bu barajını görerek, rehberimizin bilgilendirmelerini dinliyoruz. Büyük Önder Atatürk’ün projelerinden biri olan bu muhteşem eseri kahvelerimizi yudumlarken seyrediyoruz. Adına yakışır görkemli barajı geride bırakıyor ve bizi bekleyen dolmuşlara binerek (Hava ve yol durumu müsait olduğu takdirde) NEMRUT DAĞI’na doğru yola çıkıyoruz. Doğu ve Batı Medeniyetlerinin, 2150 m. yükseklikte muhteşem bir piramitteki kesişme noktası, Dünyanın sekizinci harikası ve ‘’Kralların Tahtı’’ olarak adlandırılan NEMRUT; yüksekliği on metreyi bulan büyüleyici heykelleri, metrelerce uzunluktaki kitabeleriyle UNESCO Dünya Kültür Mirasında yer almaktadır. Bu muhteşem tarihi yapıları fotoğraflayarak, peygamberler şehri ŞANLIURFA`ya hareket ediyoruz. Hz İbrahim’in Nemrut tarafından ateşe atıldığına inanılan Balıklıgöl'ü, Ayn Zeliha Gölü'nü ve Hz İbrahim’in doğduğu mağarayı görüyoruz. Rehberimizin anlatımlarından sonra, Şanlıurfa’nın otantik tarihi çarşılarında Urfa’ya özgü ürünler alabilmeniz için serbest zaman veriyoruz. Daha sonra Otel’imize geri dönüyoruz. Akşam dileyen misafirlerimizle (ekstra yemekli) Urfa kültürünün bir parçası olan yemekli SIRA GECESİ eğlencesine gidiyoruz. Konaklama otelimizde.

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, yönümüzü GÖBEKLİTEPE’ye çeviriyoruz. Dünya tarihinin yeniden yazılmasına sebep olan, 12.000 yıl önce yapılmış ve yapıldıktan sonra üstü ‘’Biz tekrar buraya geri geleceğiz’’ düşüncesiyle orayı inşa eden insanlar tarafından kapatılmış, dünyanın ilk tapınağı - yaşamsal kült alanı GÖBEKLİTEPE ziyaretine başlıyoruz. İlk heykel atölyesinin bulunduğu Göbeklitepe, aynı zamanda nohut, mercimek, buğdayın dünyada ilk ekildiği topraklar ve tarım tarihinin başladığı yer olarak bilinmektedir. Stilize edilmiş insan tasvirlerinin bulunduğu T biçimindeki sütunları, hayvan tasvirlerinin kayaların üstüne işlendiği alanları rehberimizin anlatımlarıyla zamanda yolculuk yapıyoruz. Göbeklitepe gezimizi tamamlayıp, gecesi ‘’Gerdanlık’’ gündüzü ‘’Seyranlık’’ olan MARDİN’e doğru yol alıyoruz. Mardin’i gezmeye Kasımiye Medresesi ile başlıyoruz. Artuklular Döneminde yapımına başlanan ve 15. Yüzyılın sonlarında Akkoyunlu Sultan Kasım İbn Cihangir döneminde tamamlanmış olan Medrese’de rehberimizden bilgiler alarak gezip, fotoğraf molası ardından, Mezopotamya kültürlerinin ve medeniyetlerinin bir harmonisi niteliğindeki rüya şehir Mardin’de Ptt Binası, Olgunlaşma Enstitüsü, Ulu Cami, Zinciriye Medresesi, Mardin kültürü ve mimarisi ile bütünleşmiş tarihi yapılar, Mardin’in dar sokakları ve Abbara’lar göreceğimiz yerler arasındadır... Kulaklarınızı çocuk seslerine ve ara ara duyacağınız nal seslerine verin ve dar sokaklarda yürürken mutlaka elleriniz yüzlerce yıllık serin duvarlara dokunsun, işte o zaman Mardin’le biraz daha bütünleşmiş olacaksınız. Mardin çarşısında alışveriş için serbest zaman veriyoruz. Çarşı’da yöreye özgü eski baskı kalıplarıyla basılmış yazmalar, bakır çerezlikler ve şamdanlar, kilim ve el yapımı keçe, tesbihler, puşi, şarap, ahşap işçiliği ürünleri, badem şekeri, leblebi, mırra cezvesi ve kulpsuz özel fincanlar (Gümgüm) gibi hediyelik eşya alışverişleri yapabilirsiniz. Tur tarihimize göre Mardin Yay Grand Otel, Midyat Matiat Otel vb. yerleşiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde. Reyhani Gecesine gitmek isteyen konuklarımız turu satın aldıkları tarihte, Reyhani Gecesi için bölgenin meşhur Bağdadi Restorant veya Cerciş Murat Konağı Restoranttan önceden rezervasyon yaptırmalarını tavsiye ederiz.

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, günümüzde bölgedeki süryanilerin ibadetlerini gerçekleştirdiği Mor Gabriel Manastırı gezisini gerçekleştirmek üzere yola çıkıyoruz. Deyrulumur olarak da bilinen Mor Gabriel Manastırında öğrenci ve din adamlarının odaları, çeşitli mezarlıkları, kilise, çan kulesi, abbara, mutfak, öğrenci yurtları ve manastır avlusunu geziyoruz. Ardından MİDYAT’a geçiyoruz. Orta Doğu ve Anadolu medeniyetlerinin mistik mimari dokusunu burada farklı bir tonda ve renkte hissedeceksiniz. Midyat; mimari alanda bölgenin lideri konumunda. Tarihi yapısını o kadar güzel korumuş ki, insan burada kendini adeta bir orta çağ kentinde, film setinden bir sahnede hissedebiliyor. Zengin bir mimari doku içinde bulunan yörenin taş ustalarının incelikli becerileri Midyat`a bir açık hava müzesi görünümü kazandırmakta. Ayrıca, Süryani ustalarının yüzyılların birikimiyle ince ince işlediği TELKARİ sanatının en iyi örneklerini burada bulabilirsiniz. Midyat sokaklarını gezerek alışverişler yaptıktan sonra ‘’Sıla’’ ‘’Hercai‘’ ve ‘’Adını Kalbime Yazdım’’ dizilerinin de çekildiği ve daha birçok diziye ev sahipliği yapan Midyat Konuk Evi‘ni geziyoruz. Buradan hareketle Hasankeyf’e uğruyoruz. Tarihi antik dönemlere dayanan ve tarih boyunca medeniyetlerin kesişim noktası olmuş, Mezopotamya’nın önemli mirası Hasankeyf, yakın zamanda Ilısu barajının su tutması sebebiyle sular altında kalmış ve bu süreçte tarihi eserler Yeni Hasankeyf’e taşınmıştır. Burada geniş açıdan tarihi şehri görürken aynı zamanda binlerce mağara gibi doğal güzellikleri; Zeynel Bey Türbesi, El Rızk Cami, Hz. Süleyman Cami, Koç Cami, Kızlar Camii, Artuklu Hamı, İmam Abdullah Zaviyesi, Sultan Süleyman Külliyesi gibi Akkoyunlu ve Osmanlı dönemlerinden kalma tarihi güzellikleri görüyoruz. BATMAN üzerinden Güneydoğu Anadolu bölgesinin metropol şehri DİYARBAKIR’a hareket ediyoruz. Karacadağ’ın binlerce yıl önce patlamasından sonra etrafta beliren onlarca kilometrelik taş ve kaya denizi manzarasıyla rengi kırmızıya yakın bereketli topraklarda yolumuza devam ediyoruz. Diyarbakır’a vardığımızda Anadolu’nun en eski camisi ve islam aleminde 5.inci harem-i şerifi olarak bilinen Ulu Cami, hemen yanında bulunan 35 yaş şiiri ile tanınan Türk şiirinin önemli şairlerinden Cahit Sıtkı Tarancı’nın Kültür Evi’ni(restorasyonda dışarıdan anlatım) Dört Ayaklı Minare (Şeyh Mutahhar Camii) Sülüklü Hanı, Deliller Hanı’nı, UNESCO 39'uncu Dünya Miras Komitesi Toplantısı'nda 'Dünya Kültür Mirası' olarak tescillenen Diyarbakır Surları ile Hevsel Bahçeleri’ ni On Gözlü Köprü'yü görerek, serbest zaman veriyoruz. Ardından DİYARBAKIR Havalimanı’na geçiyor ve 23:05’de kalkacak olan SunExpress Hava Yollarına ait Diyarbakır-İzmir uçağımızın işlemlerini yaptırarak, saat 01:15 ‘de İZMİR’e varıyoruz. Güzel anılarımızla GEZOGEN TURİZM seyahatinde tekrar buluşmak dileğiyle siz değerli misafirlerimizle vedalaşıyoruz.